SİNEMATİK

Emma Roberts: “Mirasyedi değilim!”
Emma Roberts: “Mirasyedi değilim!”İlk “Scream” filminin çıtır kahramanı Sidney Prescott, “Scream 4”te artık otuz yaşında. “Scream”in çıtır kontenjanını dolduran yeni aktrisi ile tanışın: Emma Roberts.
1991 doğumlu Emma Roberts, Eric Roberts’ın kızı. Hani Julia Roberts’ın dandik macera filmlerinde oynamaktan fazlasını beceremeyen erkek kardeşi. Yani Emma, Oscar’lı Julia Roberts’ın yeğeni. Emma’nın çocukluğu film setlerinde geçmiş. Buna rağmen sıradan bir çocuk olsaydı da oyunculuğu deneyeceğini iddia ediyor: “Hakkımda ‘Ailesi sayesinde aktris oldu’ deniyor. Aktris oldum çünkü oyunculuğu seviyorum. Alamadığım bir sürü rolün deneme çekimlerine katıldım. Bazılarının düşündüğü gibi kariyerim bana el üzerinde sunulmadı.”
Emma’nın ilk filmi “Blow”du. Emma, daha dokuz yaşındayken Johnny Depp ile aynı filmde oynaması hakkında “O kadar küçüktüm ki tüm zamanların en iyi aktörlerinden biri ile oynadığımın farkında değildim” diyor.
Emma Roberts: “Mirasyedi değilim!”Başrolde oynadığı gençlik işleri “Aquamarine”, “Nancy Drew” ve Nickelodeon dizisi “Unfabulous” sonrası 2009’da bir de “Hotel for Dogs” çeken Emma, artık aile filmlerine noktayı koyduğunu söylüyor: “Oynadığım her filmi çok sevdim ve hiç pişman olduğum iş yok ama artık kendimi bağımsız filmlere daha yakın hissediyorum.”
Gerçekten de Emma’nın kariyerinde şimdiden “Lymelife” ve “It’s Kind of a Funny Story” gibi küçük bütçeli ama başarılı bağımsız filmler var.
Emma, voleybol oynamayı, fotoğraf çekmeyi ve çanta alışverişine çıkmayı seviyor. Kısa hikayeler yazıyor ve bunları senaryolaştırmak istiyor. En sevdiği aktör Rupert Grint (Harry Potter’daki Ron Weasley) ve en değerli objesi imzalı bir Rupert fotoğrafı. Julia Roberts’ın gölgesinde yaşadığını düşünmüyor çünkü onun gibi olmaya çalışmıyor. Favori oyuncuları Anne Hathaway ve Natalie Portman.

   Şimdi değilse ne zaman?

Şimdi değilse ne zaman?“Source Code / Yaşam Şifresi”, aynı anı tekrar tekrar yaşama numarası ile “Groundhog Day” ile “Deja Vu” arasında bir yerde duran bir bilim kurgu. Çok da iyi kurgulandığını söyleyebiliriz.
Colter Stevens, kişiyi geçmişteki başka birinin bedenine ışınlayabilen gizli bir projenin deneği olarak seçilen bir helikopter pilotudur. Görevi de bomba yüklü bir treni durdurmaktır. Patlama sırasında trende bulunan yolculardan birinin vücudu bulunmuş ve patlamadan önceki son sekiz dakikalık hafızası kurtarılmıştır. Colter, film boyunca aynı sekiz dakikayı tekrar tekrar yaşayıp teröristin kimliğini bulmak ve böylece Chicago’da gerçekleşecek daha büyük bir saldırıyı engellemek için uğraşır.
İzlediğimiz bilim kurgu filmlerinin çoğu, aslında bilim kurgu arkasına saklanmış birer polisiye, komedi hatta dram. Mesela başka bir gezegende geçen savaş filmi, aslında sadece bir savaş filmidir, uzayda geçti diye bilim kurgu olmaz. Bilim kurgunun hakkını vermek için izleyiciyi bir fikir bombardımanı altına sokmak gereklidir. Mesela “Inception”, mesela “2001”.
Şimdi değilse ne zaman?Duncan Jones, ilk filmi “Moon” ile bilim kurgu sineması için bir umut ışığı yakmıştı. “Yaşam Şifresi” ile de resmen rüştünü ispat ediyor. Tekrar yaşanan sekiz dakikalarda gittikçe gelişen senaryo, deliksiz gediksiz yazılmış. Birkaç romantik an ve “bombacı kim” gizemini de ekleyince, ortaya heyecan verici ve biraz da kafa yormak gereken nefis bir bilim kurgu çıkıyor.
O yorulan kafanı da istersen durmadan aynı günü yaşayan zavallı Bill Murray’in hikayesini anlatan, tüm zamanların en iyi komedilerinden biri “Groundhog Day” ile dinlendirebilirsin.

Sinema Tarihinin En Unutulmaz Sahneleri

Gökyüzünde Süzülen BisikletSteven Spielberg /E.T. The Extra-Terrestrial
Tüm zamanların en sevimli uzaylısı E.T.’yi izleyip, bisikletle gökyüzünde uçtukları ve geri planda ayı gördüğümüz sahneyi unutmak mümkün mü? Bu sahne bugün birer yetişkin olan birçok insanın çocukluğunda gördüğü en etkileyici şeylerden biri aynı zamanda.

 
Final Sahnesi
Arthur Penn / Bonnie and Clyde
İzlemek istediğiniz bir filmin sonunu birinin size anlatmasından daha korkunç bir şey olamaz. Korkmayın bizde bunu yapıp böylesine bir klasiği izleme zevkinden sizi mahrum bırakmayacağız. Şu kadarını söyleyelim; filmin finalinde sizi bekleyen sürpriz, üzerinizde yumruk yemişçesine bir etki bırakıyor. Filmin bir diğer unutulmaz sahnesi ise Bonnie’nin sadece önüne bakıp ve o malum bakışı atıp direksiyonu kavradığı sahne. Başta bahsettiğimiz etki-tepki olayı nedeniyle final sahnesini seçiyoruz.


Dans Eden Ben Değilim, Eteğim!Billy Wilder / Seven Year Itch
Ülkemizde vakti zamanında Yaz Bekarı ismiyle oynamış Seven Year Itch, elbette ki Marilyn Monroe ve Billy Wilder uyumunun tek örneği değil. Hatta Some Like It Hot bu yakınlaşmanın en iyi ürünü olarak görülüyor. Ama sinema tarihine geçen sahne, bu filmde Marilyn Monroe’nun beyaz eteğinin ahenkle dans ettiği an. “Bu sahneyi Türk Sineması’ndan yeni dönem Hollywood filmlerine kadar birçok kez gördüm.” dediğinizi duyar gibi olduk. Unutulmaz sahnenin kopyası da çok olacak pek tabii ki.

Sinema tarihinin en unutulmaz sahneleri

Yapma Abi Gözünü SeveyimQuentin Tarantino / Reservoir Dogs

Kurban bir sandalyeye bağlıdır. Radyoda çalan müzik eşliğinde acımasız bir katil, elindeki usturayla dans etmektedir. Kurban korkulu gözlerle onu izler. İnsanın tüylerini diken diken eden bu sahnenin yer aldığı Rezervuar Köpekleri aynı zamanda Tarantino’nun da en ünlü filmidir.

 KayboldumAndrei Tarkovsky / Stalker
Yerde yatan umutlarını yitirmiş bir iz sürücü, yanı başında bir siyah köpek, ıslak ve boğucu bir zemin. Bu sahne Tarkovsky’nin erişilmez dehasının bir kanıtı, aynı zamanda hepimizin zaman zaman yaşadığı o bunalım anının sinemadaki en başarılı yansıması.


Gerildim VallahiTerry Gilliam / BrazilSinema tarihinin en neşeli bilim kurgularından Brazil, vaktiyle aynı zamanda sinema tarihinin en büyük yönetmen-şirket kavgası ile birlikte çekilmişti. Kültleşen filmin unutulmaz sahnesi, Sam'in annesinin yüzünü (metrelerce) gerdirdiği kareler.

Sinema tarihinin en unutulmaz sahneleriMuck!Jean-Pierre Jeunet / Amelie
Fransa’nın son dönemdeki en mutlu filmlerinden Amelie’de şirin kızımız Amelie’nin filmin sonunda aradığı aşkı bulması. Sinema tarihinde bu kadar temiz, bu kadar saf başka bir öpücük var mı? Her yaştan seyircinin kalbini titreten bu öpücüğe bir on puan da bizden.